Anne terliği
En baştan belirteyim ki, her şeyi güzeldir annenin. Teni, kokusu, dokunuşu, bakışı, öfkesi, tası, tarağı, örtüsü, yaşmağı ve elbette terliği...
Anne terliği...
İnsanın yaşı kemale erdikçe eski zamanlara yaptığı zihinsel yolculuklarda anne imajı ile birleşik olarak çıkar karşısına terlikleri. Eğitimin bir paçası, terbiye edilmenin ilk aparatıdır belki anne terlikleri.
Belki daha öncesinden başlamak lazım.
Şöyle diyor tabir kitapları: "Rüyada kendi annenizi görmek, hiç umulmadık bir mirasa konacağınıza, annenizin sizi doğurduğunu görmek, gören hasta ise sağlıklı, fakir ise zengin olacağına, anneniz ile sohbet etmek, iyi haberler alınacağına, ölmüş olan annesini tekrar ölmüş görmek, huzura, anneyi hayatta iken ölmüş görmek, bir iş ile ilgili olarak büyük bir mutluluk duymaya, anneyi dövmek hastalanmaya, anneyi ağlarken görmek büyük bir mutsuzluğa işarettir. Sevdiğiniz bir kişiyle bir araya geleceksiniz..."
Dahası, işin bir de terliksi kısmı var: "Rüyada renkli ve güzel terlikle yürümek bereket ve sürura, sevinç ve neşeye, terlik hizmetkâra, evin hanımına, güç ve kuvvete, menfaat ve mala, rahatlığa ve yolculuğa delalet eder. Rüyada terlik görmek, mutluluk verecek haberler alacağınıza yorumlanır. Bu rüyayı gören kimse, huzurlu ve mutlu bir yaşam sürecek demektir."
Eh düşünün, rüyasında annesini terlikle gören kişinin ruh halini...
Dediğim gibi belki bir anne için çocuk eğitiminin ilk ve en önemli aracıdır terlikler. Ve her annede doğal olarak kullanabilme yeteneği vardır terliklerini. Yanlış bir şey yaptığında çocuk, önce uyarı alır, "bak çıkarırım terlikleri ha!" Ardından eylem gelir. Çıkarır ve akıl almaz bir refleksle fırlatıverir anne. Ve ilkse bu, şaşkınlıktan dilini yutar çocuklar. Çünkü o halim selim annenin güdümündeki terlik, bir konvansiyonel silah gibi gelir ve hedefi bulur. Usta bir fizikçi gibi tüm açıları, sekmeleri hesaplamıştır sanki. Ve usta bir futbolcu, hatta bilardocu gibi; bazen falsolu, bazen banttan görerek ulaştırır hedefine.
Aslında hakkını da yememek lazım. Bu terlik taarruzunun çocuğa katkıları da vardır. Bir sefer hata yapmamayı, yaptıysa terlikle vurulacağını bilir çocuk. Sonra -şayet müzmin yaramaz ise- savunma teknikleri geliştirir. Evin kör noktalarını bulur, hareket kabiliyetini geliştirir, yatak, karyola, kanepe, çekyat ne varsa birer siper ve sığınağa dönüştürür.
Çeşit çeşittir ve en tercih edileni pofuduk olanı, en uzak durulası da topuklu olanıdır. Baba kemeri kadar acımasız ve sadist de değildir üstelik.
Nedendir bilinmez -bal gibi bilinir aslında- bir süre sonra özlemle anılır aslında anne terliği. Özlenen annedir aslında mutlaka lakin anneyi hatırlatan, hayatın en güzel ve hareketli günlerini çağrıştıran bir nesnedir.
Komşularla oturmuş, kendi -melek modunda tabi- halinde sohbet eden annenin, yaptığınız bir yaramazlıkla nasıl alarma geçtiğini, savaş ekipmanı olan terliği nasıl bir kıvraklık ile eline aldığını ve o kısa sürede hedef-mesafe hesabı yapıp güdümlü bir şekilde yolladığını bu yaşınızda bile aklınız almaz. En komiği de, birinci saldırıyı savuşturduğunuzda, suratınızdaki o at nalı gibi sırıtışla bakarken, ikinci terliği alnınızın orta yerine 'şırrak' diye yemenizdir.
Her şeyi güzeldir annelerin. Kokusu, dokunuşu, sarılışı, gözyaşı, teni, öfkesi ve gülümsemesi... Ve en az sütü kadar tatlıdır içinde anne olan rüyalar.
Ki en şahanesi de anne ve terliğini beraber görmek rüyada...
M.Nedim HAZAR
__________________