Ellerini aç, gözlerini kapat, değiştir boyutunu!
İsrail’e bir taş, Kudüs’e bir dua gönder!
Maskeli baloların gösterişli hayat sahnesinde kalbinden kanlar damlayan insanların ellerinden tut!
ALLAH’ım ellerimden tut!
Ellerini aç, gözlerini kapat, değiştir boyutunu!
İsrail’e bir taş, Kudüs’e bir dua gönder!
Gözyaşlarını sev!
Tamda unutmuşken merhameti,
Hatırlamıyorken Peygamberlerin bildirgelerini,
Hissedemiyorken aşka, ayrılığa, hüzne, tebessüme, terkedilmişliğe dair paramparça düşünceleri,
Gözyaşlarını sev!
Ellerini aç, gözlerini kapat, değiştir boyutunu!
İsrail’e bir taş, Kudüs’e bir dua gönder!
Her gece sabırsızlıkla uyuyup görmek istediğin barış dolu bir dünyanın hayallerini kur!
Düşün!
Bağdat’ın, Filistin’in, gülen çocukların ve sevginin sancılarını…
Hayallerini,
Hayatı,
Bir yılan gibi koynuna sokulan gecelerin koyu karanlığını ve geceyi orta yerinden bölen ölümü… Kaçmak gibi, kaçsan da kurtulamamak gibi, istemesen de ölmek gibi…
Damarlarından zamanı pompalayan kalbinin göğsünden fırlayıp, Kudüs’lü bir çocukla çöle düşmesi gibi. Gözyaşlarını kanlı avuçlarında biriktirmek gibi…
Ellerini aç, gözlerini kapat, değiştir boyutunu!
İsrail’e bir taş, Kudüs’e bir dua gönder!
Günbegün yeni çaresizlikler doğuran hayatın kollarından kurtul!
Çaresizliğinden,
Vurdumduymazlığından…
Bozkırlara terk edilmiş duyguların koynunda umut yetiştir!
Ölümün soğuk nefesini ensesinde hissedip, hayatını dağlara sürgün eden Kudüs’lü çocukların ağırlaşan hayatlarını, çaresizliğini düşün!
Kalbini…
Ellerini aç, gözlerini kapat, değiştir boyutunu!
İsrail’e bir taş, Kudüs’e bir dua gönder!
Masum çocuklara,
Şefkatli analara,
Çaresiz babalara,
Gözyaşlarına,
Kalbine… Kalbime… Sessizliğimize…Parçalanmışlığımıza…