Suskunlar Dizisi
Suskunlar Dizisinin En Büyük Fan Sitesine Hoşgeldiniz
Sitemize üye olarak hizmetlerimizden en iyi Şekilde yararlanabilirsiniz..
Üye olurken lütfen kuralları iyi okuyun..
10 saniyede üye olmak için tıklayın...
Suskunlar Dizisi
Suskunlar Dizisinin En Büyük Fan Sitesine Hoşgeldiniz
Sitemize üye olarak hizmetlerimizden en iyi Şekilde yararlanabilirsiniz..
Üye olurken lütfen kuralları iyi okuyun..
10 saniyede üye olmak için tıklayın...
Suskunlar Dizisi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Suskunlar Dizisi Fan Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Sorunlarınızın Çözümü

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
suskunlar fankolik
TECRÜBELİ ÜYE
TECRÜBELİ ÜYE
suskunlar fankolik


Mesaj Sayısı : 717
Kayıt tarihi : 01/10/08

Sorunlarınızın Çözümü Empty
MesajKonu: Sorunlarınızın Çözümü   Sorunlarınızın Çözümü I_icon_minitimePerş. Ocak 08, 2009 7:21 am

Bir kelebek yanlışlıkla bir mutfağın penceresinden içeri girmişti. Begüm ise kelebeğin içeri girdiğinden habersiz pencereyi kapatıp dışarı çıkmıştı. Kelebek saydam pencereyi fark etmeyerek dışarı çıkmak isteyip çıkamamıştı. 48 saatlik sıradan bir kelebek ömrüne sahip olan kahramanımız kısacık ömrünü hiç istemediği bir yerde geçirdiğini seziyor ve mutsuz oluyordu. Bir saat kadar sonra Begüm alışverişten eve döndü ve yine kelebekten tamamen habersiz bir şekilde mutfak penceresini açtı ve eşyaları yerleştirmeye başladı. Kelebeğimizde ömrünün geri kalanını özgür bir şekilde geçirmek üzere kanatlarını çırparak uzaklaştı.

F’nin çok ilginç ve gizli bir amacı vardı. Bu amacından ötürü, güneşin erken doğmasını istiyordu. Gün ışığıyla karşılaşmak için inanılmaz bir arzusu vardı. Bu arzusunu bilgeliğiyle tanınmış bir arkadaşı olan E.T. ile paylaştı. Arkadaşı da sabahı beklemesini önerdi. Sabretmesi yeterliydi. F, arkadaşına “Sabrın dışında bir yol yok mu?” diye sordu. Bilge arkadaşı E.T., “Elbette var,” dedi. “Sabretmenin dışında bir yol daha var. Doğuya doğru yürüyecek olursan, senin açından güneş daha erken doğmuş olur.”

Filiz, Deniz ile evlenmek istiyordu. Ne var ki, Filiz’in babası kızının Deniz’le evlenmesini istemiyordu. Konu komşu daha önce Deniz’in birçok kızla gezip tozduğunu ve hiçbir ciddi ilişki kurmadan ayrıldığını söylemişti. Filiz’in babası, Deniz’in nişanlandıktan sonra ayrılabileceğini düşünüyor, kızıyla Deniz’in ilişkisinin sürmesini istemiyordu. Bunu da açık bir şekilde kızına, dolaylı bir dille de Deniz’e söylemişti. Filiz ve Deniz bu konuyu değerlendirdiklerinde Deniz sadece “Sabredelim” dedi. “Doğru zamanın gelmesini bekleyelim.” Böylece görüşmeye devam ettiler. Bu arada her türlü bayram ve kandil gününde Deniz, Filiz’in babasını ya ziyaret etti ya da telefon açtı. Filiz’in babası zamanla bu genci başka bir gözle görmeye başladı ve yaklaşık bir buçuk yıl sonra kızına sordu: “Sen bu adamla evlenmek istiyor musun?” Kızı da “Evet” deyince babası “Gelip istesinler o zaman dedi.”

İngiltere’ye çocuk bakıcısı olarak giden Duygu, umulmadık bir sorunla karşılaşmıştı. Çocuğun anne-babası onu çok sevdiyse de, Teta onu sevmemişti. Tek başına yemek yiyemiyor ve giyinemiyorsa da Duygu’nun onu yemesine, giyinmesine yardım etmesini istemiyor ve Duygu’yla oynamıyordu. Sürekli çatışmalı bir ilişkileri gelişmişti. Duygu İngilizcesi’ni geliştirmek için oradaydı ve yeni bir aile bulması oldukça zor olacaktı. Ancak o sabretti. Koşullar mutlaka değişecekti ve geçen zaman içinde Teta onu çok sevdi. O kadar ki, neredeyse annesinden çok. Bir şeyi hem annesiyle, hem Duygu ile yapma imkanı varsa Duygu ile yapmayı tercih ediyordu. Duygu’nun aileden ayrılma günü gelip çattığında yaşanılanlar, Duygu’nun bu aileyle birlikte yaşamaya başladığı günden çok farklıydı. Teta, Duygu’ya sarılmış, gittiği için hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Zaman ve koşullar değişmişti.

Alp, bir fabrikaya uzun süre mal sattıktan sonra satın alma müdürüyle bir çatışma yaşamıştı ve fabrika Alplerin şirketinden mal almayı bırakmıştı. Bir yıl sonra fabrikanın satın alma müdürü işten ayrıldı ve yerine yeni biri geldi. Alp’te yeni satın alma müdürüyle tanışarak yeniden mal satmaya başladı.


Gün ışığında E.T., F’ye herhangi bir sorunumuzun çözümünün ve çözümsüzlüğünün birçok örnekte belirli bir zamanla ilgili olduğunu söyledi. Belirli bir amacımıza ulaşamıyorsak, bu amacımıza ulaşılamayacağını değil, o anki koşullar itibariyle ulaşılamayacağını gösterir. Dünya sürekli bir değişim içinde. İnsanlar doğuyor, ölüyor; ülkelerin sınırları değişiyor. İklimler, kara parçalarının yerleri bile değişiyor. Sorunlarımızın çözümü, bazen sadece uygun koşulların ortaya çıkacağı zamanı beklemektedir. Elbette insan elinde imkan varsa zamanı bu uygun koşulların oluşması için çaba harcayarak da değerlendirebilir.

Melih Arat
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sorunlarınızın Çözümü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Suskunlar Dizisi :: »»-(¯`♥´¯)-» ) »» EDEBİYAT»»-(¯`♥´¯)-» ) »» :: Kişisel Gelişim-
Buraya geçin: