Geleceğiniz için hayal kurmak ile bir iş planı yazmak arasındaki fark nedir? Herkes hayal kurar.
Bir meslek sahibi olmayı, ev ya da araba almayı, okumayı, tatile gitmeyi, işte başarılı olmayı, sevdiğiyle buluşmayı ya da evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı, kitap yazmayı ve daha birçok benzer ve benzemez eylemi veya durumu hayal eder. Hayal kuranlardan hangileri hayallerine daha çok ulaşır? Hayal kuranlardan, ulaşmak istediklerini yazanlar, hayallerine ulaşırlar.
Ulaşmak istediğiniz hayali yazmaya başladığınızda artık bir karar vermişsiniz demektir. Konuşurken yüzlerce olasılık vardır. Her şeyi söyleyebilirsiniz; her seferinde aynı hayali biraz değiştirerek ya da tamamen farklı anlatabilirsiniz. Ama bir kez yazdınız mı durum değişir. Yüzlerce hayalin içinden "ben bunun gerçekten olmasını istiyorum" diyorsunuzdur. Eğer hayalinizi bir resim gibi ayrıntılarıyla betimlerseniz ona bir adım daha yaklaşırsınız. Çünkü aklınız o ayrıntılara nasıl ulaşılacağını da belirlemeye başlar.
Dünyanın en büyük iş fikirleri, sanılanın aksine şirketlerin toplantı salonlarında değil, konuşmanın, düşünmenin, tartışmanın, birlikte hayal kurmanın zevke dönüştüğü bir yer olan restoranlarda kağıt peçete üstüne çıkar. Örneğin, Amerika'nın milyar dolarlık gözde havayolu şirketi Soutwest Havayolları fikrini Herb Kelleher bir restoranda peçeteye yazmıştır. Richard Branson lisedeyken ilk hayalinin iş planını defterinden kopardığı bir not kağıdına yazmıştır. Peter Drucker'ın eşi Doris Drucker 86 yaşında kurduğu şirketinin iş planını yine küçük bir not kağıdına yazmıştır.
Özellikle bir hayalinizi yazdığınız zaman karar vermenin yanı sıra, o hayali tekrar gözden geçirilebilir bir gerçeğe dönüştürmüş oluyorsunuz. O yazı, sizin hayalinize olan inancın bir belgesine, kanıtına dönüşmüş oluyor. Onu gördükçe, o hayale daha çok inanıyorsunuz. Bu tür hayallere birer-ikişer kelimelik bir ad/marka vermek onları paylaşmayı da kolaylaştırıyor. Yazılı olanı çoğaltmak da çok kolaydır. Fotokopi çekebilirsiniz, poster yapabilirsiniz, e-posta ile yüzlerce, web sitesiyle binlerce kişinin hayalinizi görmesini, üstüne konuşmasına olanak sağlarsınız. Bu insanlardan geri bildirim aldıkça hayaliniz hayal olmaktan çıkar, bir gerçekliğe dönüşür. Bir hayalinizi yazmak ve okunmasını sağlamak reklam yapmaya benzer. Şirketler ürünlerinin çok iyi olduğuna ve çok satacağına inanırlar ve bunu yazarlar (yazmak, sesli ve görsel kayıtları da içerir). O kadar çok yazarlar ki (o kadar çok reklam yaparlar ki) sonunda hayalleri gerçek olur.
Bazen bir hayalinizi hayata geçirmek için o dönemki koşullar uygun olmayabilir. Ancak yazacak olursanız, hayaliniz yarına çıkabilir. Koşullar uygun hale geldiğinde hayalinize, projenize yeniden dönebilir ve onu gerçekleştirmeye başlayabilirsiniz. Hatta çocuklarınız ya da torunlarınız bile bununla uğraşabilir.
Hz. Muhammed'e (sas) gelen ilk emir “Oku” olmuştur. Okuyabilmenin ön koşulu, okuma-yazma bilmek değil, önce “okunacak” bir şeyin yazılmasıdır. Yüce Yaratıcı evrenlerin kitabını, kurallarını yazmıştır. İnsanlık uygarlık tarihi, icatların formüllerinin, edebiyat eserlerinin, resimlerin, müziğin, sinemanın önce hayal edilmesinin sonra da yazılmasının tarihidir. Öyleyse, yazalım. Hayallerimizle dünyada minik ya da kocaman bir değişiklik yapabilmek için yazalım.
Hayvanlarla insanlar arasındaki en büyük farklardan biri, insanın kendisinden sonraya bir değişikliği bırakma gücüdür. Hayvan ise dünyaya tanımlanmış işlevinin dışında bir katkıda bulunmadan gider.
melih arat