Teknolojik her gelişme şüphesiz ki beraberinde birtakım riskler getirmektedir. Ağrı kesici olarak kullanılan aspirinin mideye zarar vermesi, teknolojinin damarlarındaki kanı diyebileceğimiz petrolün çevre kirlenmesine yol açması gibi... Bu misaller çoğaltılabilir.
1940’larda ABD’de içme suyunu floridleme kampanyası başladı. Halk sağlığı otoriteleri ve endüstri çevreleri bu kampanyayı desteklediler. Floridsiz sularla karşılaştırıldığında, belli nispetlerde floridlenmiş içme suyu, çocukların diş sağlığında gelişmeler sağlamış, diş çürüklerini önlemiştir. Aynı zamanda içme suyunu floridlemek, suda bulunan zehirli maddelerden ve tehlikeli endüstriyel artıklardan kurtulmaya yarıyordu.
İçme suyunu evlerindeki musluklardan vatandaşlarına sunan ülkelerde, suyun temizlenmesi ve ihtiva ettiği maddeler hususunda, neyin daha sağlıklı veya az tehlikeli olduğu mevzuunda çevre sağlıkçılarına düşen mesuliyet artmaktadır. Acaba florid zararsız mıdır?
Florid gerçekten zararsız olsaydı, içme suyuna ilave edilmesiyle diş çürümelerine mani olucu hususiyetleri üzerinde durulabilirdi. Fakat son yıllarda çevreciler tarafından florid aleyhine geniş kampanyalar açıldı ve floridli suların kansere yol açtığı, hücre içi oksidasyonunda ve solunum metabolizmasında enzim önleyici (inhibe edici) tesirleri üzerine dikkatler çekildi. Bugün, kırk yıldır insan üzerinde yapılan tecrübeler sonunda Amerikalı Milli Kanser Enstitüsü, Hücre Kimyası bölümünün eski başkanı Dr. Bunk, florid eklenmiş içme suyunun, her yıl 3500 ölümle sonuçlanan kansere yol açtığını iddia etmektedir.
Fazla dozda floridin kansere yol açabileceği, birçok tıp ve çevre doktorunca ortaya atılırken, beri yandan diş florosisine (dişlerin lekelenmesi) ve iskelet—kemik bozukluklarına yol açtığı da tartışılmaktadır. Katar, Japonya ve Hindistan gibi tabii sularında florid bulunan ülke insanlarında, röntgen filmleriyle görülebilir kemik bozuklukları tespit edilmiştir. Üstelik bu tabii florid nispeti, içme suyuna eklenmek üzere tavsiye e4ilen doza hemen hemen eşit- veya biraz üstündedir. Öyleyse içme suyuna ve diş macunlarına katılan florid dozu neye göre tespit edilmiştir? Günlük içme suyuna çay, kahve, yemek içinde tüketilen su miktarı da eklenince, günlük florid nispeti nasıl kontrol edilecektir?
Yapılan araştırmalar, 2—6 yaşlarındaki çocukların diş fırçalarına koydukları diş macununun 1/3 ünü yuttuklarını göstermiştir. Kan plazmasındaki florid yoğunluğu böylece de artmaktadır. 75 gr.lık bir tüp diş macununun, 7 mg florid taşıdığı düşünülürse; tavsiye edilen % 0,1 günlük doz çocuklarda % 0,5’e yükselmektedir. Bu da zehirli dozdur!
Yugoslavya, B. Almanya, Macaristan ve Belçika’da içme sularının floridlenmesinden vazgeçilmiş, Hollanda ve İsveç’te yasaklanmış, Avusturya, Danimarka, Fransa, İtalya, Yunanistan ve Norveç’te uygulanmamıştır. ABD ve İngiltere’nin bazı bölgelerinde hala floridleme ve buna karşı kampanyalar sürmektedir.
Bu ilmi ve çarpıcı gerçekleri gördükten sonra, 1400 sene evvel diş macunu ve fırçasının henüz bilinmediği bir zamanda, mikrop öldürücü, tükürük salgısını arttırıcı özelliği olan, ekonomik olması bakımından maddi külfeti olmayan, dişleri beyazlatan, diş etlerini kuvvetlendiren, kokusu hoş, tadı hoş, temini kolay, kullanılması rahat olan, mideye karıştığı takdirde hazmı kolaylaştırıcı tesiri olan ve daha birçok sayabileceğimiz faydaları bulunan ama şimdiye kadar hiç bir ilim adamının zararından bahsedemediği Erak ağacının (salvadora Persika) kök ve dallarından elde edilen misvakın kullanılmasını, Peygamber Efendimizin (a.s.m) yıllar öncesinden ümmetine tavsiye etmesi oldukça dikkat çekicidir.
Mehmet Sabih AKSOY
Anasayfa 
Konu: Misvak Diş Macunu Ve Florid 
C.tesi Ocak 03, 2009 6:27 am
