Suskunlar Dizisi
Suskunlar Dizisinin En Büyük Fan Sitesine Hoşgeldiniz
Sitemize üye olarak hizmetlerimizden en iyi Şekilde yararlanabilirsiniz..
Üye olurken lütfen kuralları iyi okuyun..
10 saniyede üye olmak için tıklayın...
Suskunlar Dizisi
Suskunlar Dizisinin En Büyük Fan Sitesine Hoşgeldiniz
Sitemize üye olarak hizmetlerimizden en iyi Şekilde yararlanabilirsiniz..
Üye olurken lütfen kuralları iyi okuyun..
10 saniyede üye olmak için tıklayın...
Suskunlar Dizisi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Suskunlar Dizisi Fan Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 İlim Damlaları

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
suskunlar fankolik
TECRÜBELİ ÜYE
TECRÜBELİ ÜYE
suskunlar fankolik


Mesaj Sayısı : 717
Kayıt tarihi : 01/10/08

İlim Damlaları Empty
MesajKonu: İlim Damlaları   İlim Damlaları I_icon_minitimeC.tesi Ocak 03, 2009 6:24 am

KANSERE KARŞI SARIMSAK

Son günlerde ilim adamlarının yapmış olduğu çalışmalar eski çağlardan beri kullandığımız sarımsağın iki özelliğini daha ortaya çıkardı: Kalp krizini ve göğüs kanserini önlemesi.
Penn State Üniversitesi insan Sağlığı Araştırma Enstitüsü Bölüm Başkanı Dr. John Milner ve arkadaşlarının Çin'de kanserin hemen hemen hiç görülmediği bölgelerde sarımsak tüketiminin günde yirmi dişi bulduğunu keşfetmeleri üzerine hemen araştırmaya başladılar. Yapılan deneylerde fareler günlük 20 gramı bulan (ki bir fare için 1 gramı bir insan için bir dişe müsavidir) sarımsak ve göğüs kanserine sebeb olan kanserojen maddelerle beslendiler. Neticede kanser tümörlerinde farkedilir bir azalma gözlendi. Araştırmacılar bugün de kanseri önleyen aktif maddeyi keşfetmeye çalışıyorlar.
Ayrıca yapılan çalışma sonucunda sarımsak yedirilen farelerin kanlarındaki (kötü) kolestrol (LDL) nisbetinin % 30 azaldığı, bunun da kalp hastalıklarını önlediği ortaya çıkarıldı.
Eskiden beri antiseptik, iştah açıcı, tansiyon düşürücü, kan temizleyici etkileri bilinen; bronşit, astım, varis, romatizma ve siyatik gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan sarımsak, keşfedilen bu iki yeni özelliğiyle araştırmacılara sanki daha ileri araştırmalar yapmalarını söylemektedir.
Pelikan yavruları daha yumurtanın içindeyken, çevresi hoşlarına gitmediği zaman sesler çıkararak bunu analarına duyuruyorlar. Hususiyle beyaz pelikan yavrusu, daha embriyo safhasındayken rahatsızlığını çeşitli sesler çıkararak anasına duyurmaktadır. Yavruların en önemli rahatsızlıkları da sıcaktan yanmaları veya soğuktan üşümeleridir. Yavrunun çıkardığı bu keskin cıvıldamayı anne pelikan İlâhî bir lütuf ve ilhamla hissedip, anlamakla ve çaresine bakmaktadır Manitoba Üniversitesinden Roger Evans, çok sayıda pelikan yuvasında yaptığı gözetlemede, ana kuşlarının hemen sesin geldiği yumurtayla ilgilendiklerini tespit etti.
Yeni gelişen yavrular, eğer yumurtanın içinde sıcaktan bunalıyor veya soğuğun tesiriyle üşüyorlarsa, sürekli aynı sesi çıkarıyorlar. Bunun üzerine hemen harekete geçen ana kuşlar ne yapılması gerektiğine karar veriyorlar: Onları güneşten korumak için ya yumurtalarını üzerine oturuyor ve yahut da yumurtaları parmakları perdelerle birbirine bağlı olan ayaklarının arasına alıyorlar.

Yetişkin kuşlarla iletişim kurmak yavru için hayati öneme haiz, bilhassa da son gelen yavru için.
Zira beyaz pelikanlar formal olarak iki yumurta yumurtluyorlar.İlk yavru oluşur oluşmaz anakuş hemen bütün dikkatlerini bu yumurtaya çeviriyor. Fakat diğer taraftan bu ana kadar iyi korunmuş kardeş yumurta ise artık yuvasında nezaretsiz ve bakımsız, hem de havanın müsait olmadığı anlarda korumasız kalıyor. Ancak rahmeti bütün varlığı kuşatan Kudret-i Sonsuz acaba onu hep böyle bırakır mı?
İşte yumurtanın içinden gelen yavrunun sesi, ana pelikanlardaki bu bir anlık aksamayı durdurarak, yavrusuna sahip çıkma duygusunu harika bir şekilde tekrar uyarıyor ve onları yardıma çağırıyor.
AKASYALARDAKİ MÜDAFAA MEKANİZMASI
(Muhammed Mertek)
Antiloplar keyif çatarak akasyanın yapraklarını yerken, akasyalar da hârika bir mekanizmayla komşu hemcinslerini ikâz etmektedirler,
Zoolog Wonter van Hoven (Pretoria Üniversitesi), bir parçası kemirilerek yenmiş bu ağaçların öldürücü dozda mazı tuzu üretmiş olduklarını ve havaya 15-20 metreye kadar yayılan Etilen gazı yaydıklarını tespit etti. Böylece antiloplar tarafından yenen akasyalar tehdit edici bu tehlikeye karşı komşu akasyaları ikaz ediyorlar, ikaz edilen bu ağaçlarda hemen reaksiyon göstererek beş dakika içinde antiloplar için öldürücü olan mazı tuzunu üretiyor ve hazır halde bekliyorlar.
Van Hoven bu tespitini, Güney Afrika'daki Transvaal'da bulunan antilop çiftliklerinde 3000 hayvanın aniden ölmesinin sebeblerini araştırırken yaptı. Aynı araştırmacı ayrıca yabanî zürafaların enteresan bir şekilde, on akasya ağacından sürekli sadece birinden yediklerini ve rüzgâr istikametinde bulunan ağaçlardan özenle kaçındıklarını da müşahede etti. Zira zürafalar, yedikleri, çiçekleri renksiz olan bu akasya türünün tozlaşmasına da vesile oluyorlar. Gerçekten dikkate şayan değil mi?
Kış aylarında çiftliklerde tutulan ve akasyalardan başka yiyecekleri bulunmayan antiloplar, aynı zamanda bir ağaçtan diğerine gidip yemeye zorlanmaktadırlar. Ama antiloplar böylece her akasya ağacından yemek zorunda kalırken, akasyaların ürettiği mazı tuzu da vücutlarında öldürücü bir metabolizma reaksiyonuna sebeb olmaktadır. Bu suretle Rahmet-i Sonsuz'un akasyalara bahşettiği bu mükemmel savunma mekanizması, onları koruduğu gibi aşırı çoğalmalarını da önleyerek ekolojik dengenin de muhafaza edilmesine yardımcı olmaktadır.
Bir zamanlar süper iletkenlik, fiziki olarak imkânsız sanılıyordu. Fakat 1911'de bazı metallerin aşırı derece soğutulduklarında (-403 Fahrenhait veya250 C nin altında) sıfır direnç ile elektrik taşıdıkları görülmüştür.
Bazı seramik materyallerinin ise, sıvı nitrojenin sıcaklık seviyesinden daha yüksek derecelerde süper iletken haline geldiği ortaya çıkarılmıştır. Fakat ilim adamlarının gayesi, oda sıcaklığında süper iletken olarak kullanılabilecek seramik maddeler bulmak. Bu sebeple son günlerde ellerinden gelen tüm gayreti gösteriyorlar.
Süper iletkenleri günlük hayatta kullanabilmenin diğer yolu, sıvı helyumun aşırı soğukluğuna ihtiyaç duyan (nükleer mıknatıslı rezonans araştırmasında, atomik partikül hızlandırıcılarında ve füzyon araştırma reaktörlerinde kullanılan dev süper iletken mıknatıslar gibi) teknolojiyi değiştirmektir.
Süper iletkenlerle yapılan elektromıknatıs türleri, elektrik üretimi ve depolanmasının maliyetini düşürmek ve ekonomik olan hızlı trenler yapmak için kullanılabilir. Bu gibi kullanımları uygulamaya koymak için gerekli teknoloji henüz geliştirilememiştir. Mevcut uygulamalar tamamen deneme maksatlı olup, oldukça pahalıya mâl olmuştur.
Birçok ülke süper iletken araştırması için harekete geçmiş durumdadır. Meselâ Japon hükümeti, ülkenin teknoloji alanında sarf ettiği çabayı kâra dönüştürmek gayretinde. ABD ise, çoğu denizaltı, lazer ve hızlandırıcılar üzerine olan araştırmaları için milyonlarca dolar harcamaktadır.

Nezih Turugut
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
_e_s_r_a_
Admin
Admin
_e_s_r_a_


Mesaj Sayısı : 1434
Doğum tarihi : 14/08/89
Kayıt tarihi : 05/09/08

İlim Damlaları Empty
MesajKonu: Geri: İlim Damlaları   İlim Damlaları I_icon_minitimeC.tesi Ocak 03, 2009 9:58 am

Teşekkür ederim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mujgangonul.niceboard.net
 
İlim Damlaları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Suskunlar Dizisi :: »»-(¯`♥´¯)-» ) »» EDEBİYAT»»-(¯`♥´¯)-» ) »» :: GÜNCEL-
Buraya geçin: