hamzaa TECRÜBELİ ÜYE
Mesaj Sayısı : 491 Doğum tarihi : 07/08/91 Nerden : Gaziantep Lakap : ultrAdeLi ^^ Kayıt tarihi : 29/01/09
| Konu: Bir köşe yazısı : İsrail Ve Çin Perş. Şub. 25, 2010 4:24 pm | |
| İran'a karşı BM'de sert ve kapsamlı müeyyide kararının alınmasını en çok isteyen ülkenin İsrail olduğuna hiç şüphe yok. Bu ülke bu amaçla son günlerde çeşitli hamleler yapıyor, temaslarda bulunuyor, konuyu hızlandırmaya çalışıyor. | Bu çerçevede İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, 5 günlük bir ziyaret için bugünlerde Amerikan üst düzey liderliği ile görüşüyor. Barak, ziyaretinde hem Savunma Bakanı Gates ve hem de Dışişleri Bakanı Clinton ile görüşecek, müeyyideleri ele alacak. Ayrıca, bu doğrultuda BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile de bir araya gelecek. İsrail'in, müeyyideler konusundaki yeni hamleleri sadece Barak'ın Amerika ziyareti ile de sınırlı değil elbette; İsrail, bu çerçevede medya tarafından ihmal edildiği öne sürülen Çin'e de önemli bir heyetle önümüzdeki hafta çıkarma yapacak. Haberlere göre, Çinli üst düzey askerî-güvenlik ve ticarî-ekonomik yetkililerle çok kapsamlı görüşmeler yapacak bu heyete Başbakan Yardımcısı ve Stratejik İşler Bakanı emekli General Moşe Yaalon ve Merkez Bankası Başkanı Stanley Fischer başkanlık edecekler. Heyette dışişleri, savunma ve maliye bakanlığının önemli yetkilileri de bulunacak ayrıca. İsrail ve Çin heyetleri arasında en başta ele alınacak konu elbette İran'ın nükleer programı, muhtemel BM müeyyide kararı, bununla ilgili Çin'in son tavrı ve iki ülke arasında bulunan askerî-güvenlik ve malî ilişkiler olacak. Bunların olacağı zaten İsrail heyetinin yapısından da belli. İsrail heyeti şüphesiz BM müeyyide kararına karşı olduğunu defalarda belirten Çin'in bu tavrını değiştirmeye çalışacak. Bunu nasıl yapacak, söylemesi zor; ancak bunu iki ülke arasında yıllardır çoğu zaman gizli yürüyen askerî-güvenlik ilişkilerinden faydalanarak yapmaya gayret edecek. Esasen, İsrail ve Çin askerî-güvenlik alanlarında 1980'lerden bu yana (hatta bazı kaynaklara göre 1970'lerden bu yana) önemli ve kapsamlı ilişkilere sahipler. İsrail ile Çin arasındaki diplomatik ilişkiler 1992 yılında tesis edilmiş olsa da bu iki ülke bundan önce de gizli ilişkiler yürütüyorlardı. Nitekim, bu çerçevede 1980'lerden başlayarak iki ülke önce akademik, sonra ekonomik, bilimsel ve askerî alanlarda temaslara başlamışlar, zaman içinde bu alanlarda belli bir noktaya ulaşmışlardı. 1990'lara gelindiğinde ilk önce zamanın İsrail Savunma Bakanı Moşe Arens, 1991 yılında Çin'i ziyaret etmiş, bu ziyaretle iki ülke arasındaki askerî-güvenlik ilişkilerinin temeli atılmıştı. Bu ziyareti, zamanın Dışişleri Bakanı David Leyvi'nin dört günlük önemli ziyareti takip etmişti. Bu ve başka ziyaretler sonucunda ikili gelişmeler ivme kazanmış, çeşitlenmiş ve bugünkü önemli noktaya ulaşmıştı. Buna örnek vermek gerekirse, 1990'larda sadece 30 milyon dolar olan ikili ticaret hacminin 2005'e gelindiğinde 3 milyar dolara, 2008'de 5 milyar dolara ulaştığı, bu yıl da en az 10 milyar dolara ulaşacağı söylenebilir. Çin tarafında bu ticaret İsrail'in güneş enerjisi, robot, sulama inşaat, tarım ve sulama teknoloji ve ürünlerini; İsrail tarafında ise çeşitli mamul Çin mallarını kapsıyor. Askerî alanda ise çeşitli kaynaklar, 1990'lara kadar olan dönemde İsrail'in Çin'e en az 4 milyar dolarlık askerî malzeme ve teknoloji sattığını, bugün de bu durumun devam ettiğini, bunun sonucunda İsrail'in Rusya'dan sonra Çin'in en büyük ikinci askerî tedarikçisi konumuna yükseldiğine işaret ediyorlar. Çin'in bu bağlamda Batı'dan temin edemediği askerî malzeme ve teknolojileri İsrail sayesinde elde ettiği, hatta bu satışlar dolayısıyla zaman zaman en yakın müttefiki Amerika ile karşı karşıya geldiği de söylenebilir. Mesela Falcon erken uyarı uçağı. İsrail, Amerikan baskısı sonucu 2000 yılında bu uçağı Çin'e satmaktan vazgeçmişti. İsrail, Çin bakımından bu anlattığımız sebeplerle darıltılamayacak kadar önemli bir ülke. Diğer yandan, BM müeyyideleri çerçevesinde İran da özellikle enerji ilişkileri bakımından Çin tarafından kolay kolay gözden çıkarılamayacak bir ülke... Son tahlilde, Çin kimi tercih edecek veya iki tarafı da gözden çıkarmayacak bir formül bulabilecek mi? İsrail-Çin ilişkileri BM müeyyide kararında ve başka alanlarda rol oynayacak önemli bir faktör. Hızlanan İran'ın nükleer programı tartışmaları dolayısıyla bugün de buna işaret etmiş olalım... | Zaman gazetesinin sitesinde okudum, sizlerle paylaşmaya değeceğini düşündüm. Vesselam. | |
|