Hiç ummadığım ve unutamadığım an
Sessizliğin derinliklerinden akan zamanda halini anlamamam
Serkeşliğimin avuntularıyla ve korkuların umutlarıyla seni asla anlayamamam
Gül kendi ikliminde ulviyete açılır
Bülbül hilkatin bulvarlarında şakıyarak anlayana umut dağıtır
Yaprak çaresiz bir gün dalı bırakır ve ağaç hazan içinde zamanı sana anlatır
Korkma umutlarını buhranla budama
Dirliğin sermayesizde gizlenen birliği iradeyi tercihinle boğma
Hamaset içinde soluma ve sıra dışı kalıplar içinde aklını prangaya asla vurma
Kul hakka değil de nefsine amade ise
Zanlar içinde kaybolan badirede çürüyen anlamsız bir nefesse
Aşk nefsi ve zevki tenlerin solgunluğunda ömür içinde biran murakabe edilirse
Kalbin sayfaları dürülerek fersizleşirse
Ruh keldi insicamında takatsizleşerek sefihliğe terk edilirse
İnsan, manasıyla anlam kazanan can, beşer hüviyetine mahkûm olan çaresizdir
Hürriyet, sekilerliğin bariz zaafıdır
Ne kadar varlık ise bir o kadarda hesapsız zaman hasımdır
Kul ikliminde insan farklıdır, ahir için saklanan muazzamdır lakin kim farkındadır
Selviler kömürleşirken ati sunuyorlar
Sağanaklar toprağı bulurken bilmem ki kime ne anlatıyorlar
Cesetler aleni olarak teşhir edilirken nazar eden can, ancak vah çekilen o zaman
Kime neyin kefaletini tevdi ediyor
Yasalar insan kimliğinde yozlaşmalara fevkalade kapımı aralıyor
Entrikalar kime nasıl kimlik unsurundaki hakikatleri anlatarak maslahatlar sunuyor
Devlet içinde var edilen hiddet
Ürpertiler içinde deşifre edilirken aydın kimliği çok acizleşiyor
Hükümran kuvvetler alışıla gelen teranelerini cahilliğin sayfalarında kayıt düşüyor
Öze dönüş gönül için şarttır
Ölüm mutlaka şafaklar için hicrani çırpınışların açmazlarıdır
Hak ne için vardır ve hakikat kim için anlamlı olan fevkalade seviyeli bir felahtır
Mustafa CİLASUN
alıntı