Çoğunuz internette bu amcamızı görmüştür.görmeyenler de buradan okuduktan sonra görmek isteyecektir.
Musa amca şöyle anlatır retoriğin kuralalrını ( yani konuşmanın kuralalrından bahsediyor):
Onun ağzından 1.kural:
-kardeşim benim bir huyum vardır hiç sinirlenmem.şöyle örnek vereğim.
‘bir gün yanıma biri geldi ‘hacı mısın’dedi.ben de ‘Allah kabul etsin gittik’ dedim.adam ‘hacı mı’dedi yakasını silkti.ne oldu dedim.’arkadaş hacının biriyle alışveriş yapalım dedik anamızı ağlattı.bundan sonra hacı mı.’dedi yaka silkti.dedim ki:bak kardeşim İslam da 2 tarafı dinlemeden hüküm vermek olmaz.bakalım o adamı da dinleyelim belki sen onun anasını ağlattın.adam yemin billah etti o benim anamı ağlattı.dedim ki:tamam hiç hacıyı görmeden senin dediğin gibi olduğunu farzedelim.ama senin anlamadığın bir şey var.hacılık onu bozmuş değil şerrini azaltmış.mazaallah hacca gitmese ananı da babanı da sülaleni de ağlatacakmış.Allahtan ki hacca gitmiş ya gitmeseydi.işte senin anlamadığın nokta bu.değince adam kendi de güldü.
(evet konuşma da 1.kural:asla sinirlenmeyeceksin-sinirlendirmeyeceksin.diyor ki musa amca:eger karşındakini sinirlendirirsen daha da seni dinlemez.iddiasının yanlış olduğunu bilse bile dinlemez.)
2.kural:devamlı konuşup durmayacaksın.arada susup karşı tarafıda dinleyeceksin.yine musa amca şöyle diyor.sen sürekli konuşursan karşındakinin nereden yarası var anlayamazsın.mesela adamın kalbi ağrıyordur sen gözden bahsedersen orada verim olmaz.sen susup karşındakini dinliyeceksin ki o sana yarasının nerede olduğunu söylesin.
Musa Amcanın bu konudaki örneği yine kendi ağzından dinleyelim:
Bir gün bir arkadaş geldi Musa abi dedi benim bir kız var ne yaptımsa Allahın varlığına inanmıyor.ben baş edemedim bi de sen konuşsan dedi.
Kıza gitmiş anlatmış geleceğimi.kız;’bak benim dilim serttir amcan kalpten gitmesin.’adam da demişki:benim amcam ne kalpten gider ne de kalpten götürür.neyse oturduk konuşuyoruz.dedim ki kızım önce sen mi konuşursun yoksa ben mi konuşayım.dedi önce sen konuş: ben başladım Allahın varlığını anlatmaya bak kızım dedim.Allah bize beğin vermiş.ve onu kafada gizlemiş.sonra göz vermiş.kaşlarımızı koymuş anlımızdan gelen ter gözümüze gitmiyor.sonra göz kapağa vermiş aklımız nerede olursa olsun arabanın silecekleri gibi saniyelik siliniyor,burun deliklerimizi önce ikiye ayırıyor sonra birleştiriyor sonra tekrar ayırıyor.zira bir tıkanınca öbürüne hava verilsin diye.sonra bak dişlerimizi örten dudaklarımızı vermiş.mazaallah olmasaydı birbirimizden korkardık.sonra bak dil vermiş küçücük ama her dili konuşmamıza yarıyor.dil konuşur derler dil konuşmaz dil konuşuyor olsaydi öküzde de dil var elim kadar.ama ma diyo me diyo o kadar.ama biz de öyle değil.bunu yapan kim.bunun mimarı kim diye sordum ona.sonra bu sözü aldı ve dediki e İslam kadına hürriyet tanımıyor.kadın 4 erkekle evlenemiyor ama erkeğe 4 kadın emrediliyor.işte kızın yarası buymuş.dedim ki kızım İslam da 4 kadın alma ruhsatı verilmiştir,emri değil.bu ruhsatta İsalama uygun olmasından verilmiştir.şimdi düşün ben bir erkek olarak kadınım hastalanınca ne yaparım ya zinaya giderim ya karımı boşarım yahut ruhsata uyar bir kadın daha alırım.hangisi daha lehe.biz de zina haram.e o kadını niye sokağa atıyım.hem şöyle düşün dedim.bir erkek 4 kadın ortada da 1 çocuk var çocuğun anası onu doğurandır.babada o 1 erkekdir.doğal olrak çocuk karışmaz.ama 1 kadın 4 erkek olsa hangisine baba diyecek çocuk değince;kız’hah şimdi aklıma yattı’dedi.
Sonra bir şeye daha takılmış kafası:E Allah kimini fakir kimini zengin yapıyor bu adaletsizlik değil mi?dedi.ben de dedim ki:kızım bu adaletsizlik değil.adaletsizlik şöyle olur.biz seninle bir inşaata gideriz akşama kadar çalışırız.patron akşam olunca bana 10 sana 1 lira verirse aynı işi gördüğümüz halde.işte bu adil değil.ama şura da oturuyoruz,hiç iş yapmadık biri geldi kapıdan zengin :beridekine 10lira ötedekine 50 lira öbürüne 1 lira verdi.şimdi 1 lira alanın sen bana az verdin deme hakkı var mı?adam o 1 lirayıda alır 50 verdiğine 51 verir sana bişey vemez sen de bişey diyemezsin.dedim.(sonuç:kız Müslüman olmuştur.)
3.kural:biliyorsan muhatabını konuşurken bilmiyormuş gibi dinleyecek sonra geldin mi bu yola diye diye konuşacaksın.ama önce bilmiyormuş sansın ki açık versin.
Yine Musa amcamız şöyle diyor:
Bir gün bir köy kahvesinde bir doktor öğretmenlerle konuşuyor.ben de sokuldum ne diyor diye.o arada şöyle dedi doktor:amerikelılar Avrupalılar aya giderken biz camilerde tombalak atıyoruz(secdeye gitmeye diyor bunu).neyse bu iyice açık verdi tamam.ben de atıldım dedim ki doktor bey az önce böyle böyle dediniz.ben de camide tombalak atanlardan olduğum için cevap vermem iktiza etti.(iktiza etmek:gerekmek gerekli olmak)
Dedim ki.ben karışmıyorum da soruyorum:sen namaz kılıyor musun?dedi hayır.oruç tutuyormusun oruçda tutmuyorum dedi.dedim ki namaz kılıp oruç tutmadığına göre zekat verip hacca da gitmezsin.dedi hiç işim olmaz.ben de dedim ki:namaz kılmak ibadet yapmak aya gitmeye mani ise ben gidemeyeyim sen niye gitmedin.öyle değince e dedi ben tek başıma mı gidecektim milletçek geri kaldık dedi.ben de milletçek gidemediysek bu da sizin suçunuz bizim değil dedim.bak şimdi bu ülkeyi yönetenlerden reisi cumhurundan tut da muhtarına kadar size benzeyen insanlar bizi yonetiyor.(o zaman öyleymiş tabi)eğer kanunılerin fatihlerin yönettiği ülke geri kalsaydı ben bu suçu üstüme alırdım.çünkü onlar saçıyla sakalıyla bize benzeyen insanlar.değince durdu bu.devam ettim bak oğlum bizim köylerde kocaman kazanlar vardır:düğünlerde yemek yaparız.2 saplıdır.şimdi kazanın bu sapından biz tuttuk işte hayır hasenet mı yaplacak namaz kuran mı öğretilecek bunu biz yapalım.e öbür sapından da siz tutun:işte makine mı icat edilecek aya mı gidilecek onuda siz yapın.siz istiyorsunuz ki öbür saptan da biz tutalım siz ne yapacaksınız poker mi oynaycaksınz.dedim oğlum bizim de bir saflığımız var.saflık değince iyi dinledi bu:işte biz televizyonlarda duyuyoruz ameraklılar aya gitmiş diye.üzülüyoruz işte türk münevveride gitse de gurur duysak diye.ama yılbaşında devlet tvde haber veriyor diyor ki:sayın münavverlerimiz eğer yılbaşı gecesi içkiyi fazla kaçırır sonra evinizi bulamayacak olursanız şu şu noları arayın polis size eşlik edcek.eee işte evini bulamayan adamın aya çıkmasını bekliyoruz ya bu da bizim saflığımız.
4.kural:kelimeleri iyi seçeceksin,hemen aklına ilk geleni söylersen sonuçları ağır olur:
Bir gün bir köy kahvesinde otururken diyor musa amaca:
Ben her yerde dayanamaz hemen islemi bir konu açarım.neyse yine açtım böyle bir konu.3-5 derken kahve dinlemeğe başladı.az sonra 2 jandarmayla bir sivil geldi.jandarmalar söylediklerimden memnun.fakat o sivil adam karardı gitti.sonra bana dedi ki,kardeşim neden camide anlatmıyorsun islamı burası kahve değince.ben de neden burada anlatmayayım Müslüman kardeşime İslam her yerde anlatılır.eğer böyle demeyip;e biz sabah gittik camiye 2ihtiyar vardı kimse gelmemişti desem daha konuşturmazlardı beni orada.ne biliyorsunbizim namaz kılmadığımızı diye.ben öyle değince e bilmiyorsun belki aramızda abdestsizler vardır dedi.ben de e olsun Peygamber Efendimiz(SAV) Mekke müşriklerine islamı anlatıyordu onların abdesti var mıydı.kaldır dı dediki:e canım aramızda boy abdesti olmayan biri varsa.kahvaden biri kalktı dediki aramızda böyle biri varsa o da sensin dedi.işte bütün kahve halkını kendi yanıma çektim.sonra dedimki anlatılan İslam hakikatleri anlatana zarar vermez.şöyle düşünün:güneş bir gülüstana denk gelse gülistanlık güzel kokar,eğer gübrelige denk gelirse orasıda pis kokar.ancak bunun güneşe hiçbir zararı yoktur.islam hakikatleride böyle anlatana hiçbir zararı yokturdeğince.kahveden biri kalktı dediki.işte değip o sivil adamı gösterdi:gübrelik koktu.
5.kural:çevredeki hatırı sayılı parazitleri ortadan şöyle kaldıracaksınız:
Yine bir gün köy kahvesinde sohbet ederken.bir tane yaşlı adam arkadaşlarıyla konuşuyor ama sesi beni bastırıyor.herkes dinliyor ama o adama da sus demiyorlar.dedim kendi kendime bu adam muhakkaki bu köyün hatırı sayılan bir adam .öyle olmasa yav arkadaş sus da dinliyelim derler.yanımdakine sordum bu kim diye.o köyümüzün müderrislerinden Hüseyin efendi dedi.(müderris Arapça ezberlemiş öğrenmiş kimse.)hiç haberim yokmuş gibi: az ileriye dedimki şu amca kim ya.onlarda müderris efendi dediler.dedimki:siz beni niye konuşturuyorsunuz böyle insanların adedi az kaldı.bana deseniz ben sübhanekeyi bile zor okurum buyurun hocam sizi dinliyouz değince oğlum ben bu köydenim sen devem et dedi tak sesi kesti.
E şimdi bilirsiniz kapı gıcırdayınca bir zeytinyağı sür bak ses nasıl kesiliyor diyor musa amcamız.
evet amcamızdan öğreneceğimiz çok şey var diyorsanız.sohbetlrini dinleyiniz.özellikle alevilik sohbetini öneririm